Grup 1996 yılında aynı üniversitede okuyan 4 arkadaşın – Chris Martin (vokal), Jon Buckland (gitar), Will Champion (davul) ve Guy Berryman (bas gitar) – bir araya gelmesiyle oluştu. Chris Martin önceleri grubun adı için Pectoralz önerisinde bulunsa da daha sonra ortak bir arkadaşlarının fikriyle Coldplay adını alıyor.
1998’e gelindiğinde Coldplay İngiltere’de küçük klüplerde çalıyordu, ama her starın hayalinde olduğu gibi buralarda çalmak onlara yetmiyordu. Chris Martin, Oxford’da okuyan bir arkadaşına – ki Keane’den de ismini bildiğimiz Tim Rice-Oxley’e-menajeri olması için teklifte bulundu ancak bu teklif Tim’in yıllardır arkadaşları olan Keane grubunu bırakmak istememesiyle, sadece Coldplay’e demo çıkartmada yardım etmesiyle geri çevrilmiş oldu. Yıllar sonra Tim’le yapılan bir röportajda “Coldplay’in başarısını kıskanıyorum” demesi sanırım Coldplay’in alternatif rock kategorisinde yerinin ne kadar sağlam olduğunu göstermeye yeter!.. Plak şirketlerine ve yakın çevreye verilmek üzere 500 kopya “Safety” EP’si hazırlandı. Aralık ayına gelindiğinde Coldplay, indie plak şirketi Fierce Panda’yla masa başına oturuyor.
1999 Şubat ayında, dört günde kaydedilen ve sadece 2500 kopyası olan üç şarkılık “Brothers And Sisters” EP’si çıkar. 1999 sonbaharına gelindiğinde nihayet starlık hayalleri gerçekleşiyor ve Coldplay Parlophone’la 5 albümlük kontrat imzalıyor. Ardından da 3. EP’leri “The Blue Room” için stüdyoya girer. Kayıtların çok kargaşalı ve gürültülü olması Martin’i fazla sinirlendirmiş olcak ki Will Champion’ı gruptan çıkartıyor, ancak sonra dönmesi için yalvarıyor. Coldplay ilk stüdyo albümü çıkmadan önce, öncelikle grubun yaklaşımını açıkladı: Coldplay kazancını eşit olarak bölüşecek, demokratik olacak ve grup elemanlarından uyuşturucuya bulaşan kovulacaktı.
Haziran 2000’de “Yellow” single’ını çıkartan Coldplay, UK Single Listesi’nde 4. sıraya kadar çıktı ve artık dinleyicinin kafasına iyice yerleşti. Temmuz 2000’de ilk albüm “Parachutes” İngiltere’de yayınlandı ve İngiltere Albüm Listeleri’nde birinci sırada yerini aldı. Fazlasıyla Radiohead’le karşılaştırılan ve Radiohead fanlarının da desteğini alan grup, Radiohead’in “Kid A” albümünü çıkartmasıyla sadık dinleyicisiyle buluştu. 5 ay gibi kısa bir sürede “Parachutes” İngiltere’de 1.6 milyon satış rakamı elde etti ve Eylül 2000’de Mercury Music Prize’a aday olarak gösterildi. Albümün Avrupa başarısından sonra, “Parachutes” Kasım 2000’de Amerika’da da piyasa çıktı. Hakettiği ilgiyi gören albüm, 2002 Grammy Ödülleri’nde, En İyi Alternatif Müzik Albümü ödülünü de alarak hakettiği başarıyı da sağlamlaştırmış oldu.
Tarihler Ağustos 2002’yi gösterdiğinde Coldplay yeni albümleri “A Rush of Blood to the Head”i çıkardı. Albüm açılış şarkısı olarak da “Politik”i seçtiler, ki bu şarkı 11 Eylül saldırısından hemen sonra yazıldı. Grup bu albümle beraber neredeyse bir senelik bir turneye çıktı ve canlı performanslarının da ne kadar etkileyici olduğunu izleyiciye ispatladı. Repertuarlarında kendi şarkılarının yanı sıra cover şarkılara da yer verdi (Rammstein’dan “Du Hast”, Luois Armstrong’dan “What a Wonderful World”, Aqua’dan “Barbie Girl” gibi). Bu turne sırasında canlı görüntülerden oluşan bir konser DVD’si de kaydettiler. Aralık 2003’te Rolling Stone okuyucuları tarafından Yılın En İyi Grubu seçildi. Aynı zamanlarda grup, The Pretenders’ın “2000 Miles” hitini yeniden yorumladı. Bu şarkıyı dinleyiciler sadece Coldplay’in kendi sitelerinden dinleyebiliyorlar ve hatta indirebiliyorlardı. “A Rush of Blood to the Head” Coldplay’e 2003 Grammy Ödülleri’nde 2 plaket kazandırdı. 2004 Grammy Ödülleri’nde ise “Clocks” isimli şarkılarıyla Yılın Şarkısı ödülünü aldılar. Albüm aynı zamanda Rolling Stone’da 2003’ün en iyi 500 albüm listesinde 473. sırada yerini aldı. 2004 grubun sakin geçirdiği bir yıldı. Grup bu sene içerisinde üçüncü albüm kayıtları için çalışmaya ve turnelerine devam etti.
Takvim yaprakları 6 Haziran 2006’yı gösterdiğinde, İngiltere raflarında da Coldplay’in yeni albümü X&Y boy gösterdi. Albüm, dünya çapında 8.3 milyonluk satış rakamıyla 2005’in en çok satan albümü oldu. Yine bir sene boyunca turneler devam ederken yeni DVD’leri için de görüntüler kaydedildi. Temmuz 2005’te Hyde Park’taki Live 8 konserlerinde, The Verve’ün “Bittersweet Symphony”yi Richard Ashcroft’la beraber söylediler. Şubat 2006’da Brit Awards’da En İyi Albüm ve En İyi Single Ödülü’nü aldılar.
Brian Eno prodüktörlüğündeki yeni Coldplay albümü 12 Haziran 2008'de çıktı. 43 dakikalık albüm 11 şarkıdan oluşuyor. "Viva la Vida or Death and All His Friends" adını taşıyan albümün kapağında ünlü Fransız ressam Eugène Delacroix'in 1830 yılında yaptığı La Liberte Guidant Le Peuple adlı resmi bulunuyor. Albümden seçilen ilk single "Violet Hill" parçasına geldi. 29 Nisan'dan itibaren bir hafta boyunca grubun resmi internet sitesinden indirilebilen şarkı, 6 Mayıs 2008'de cd formatında satışa sunuldu. Grup, "Viva la Vida or Death and All His Friends" albümüne dahil edilmemiş stüdyo kayıtlarından bazılarını ir EP'de toplayarak Kasım 2008'de piyasaya sundu. "Prospekt's March" ismini taşıyan EP'de yer alan parçalar Viva la Vida'nın yeni versiyonuna da dahil edildi.
Coldplay, 2009 Grammy Ödülleri'nde yedi dalda ödüle aday gösterildi: Yılın Albümü ve En İyi Rock Albümü (Viva la Vida or Death and All his Friends); Yılın Kaydı, Yılın Şarkısı ve En İyi Grup Pop Vokal Performansı ("Viva la Vida"); En İyi Rock Şarkısı ve En İyi Grup Rock Performansı ("Violet Hill"). Grup, 7 Grammy Ödülü adaylığından üç tanesini kazandı. Tören sırasında Twitter üzerinden Coldplay hayranlarına bilgi veren Phil Harvey ise şöyle yazdı: "Viva la Vida için En İyi Pop Grup Performansı - Sonunda eve elimiz boş dönmüyoruz!"